“Yaşanabilir bir Kars, ancak Saadet’le olur” sloganıyla gerçekleştirilen kongrede, 1 ay önce görevinden ayrılan Erkan Timuroğlu, partisinin Kars İl Başkanlığını yeni başkan Nesimi Demir’e teslim etti.
Tek adayla gerçekleştirilen kongrede, Nesimi Demir oyların tamamını alarak Saadet Partisinin yeni Kars İl Başkanlığı görevine seçildi.
Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi Ümit Çebi’nin de katıldığı Aynalı Köşk’te düzenlenen kongreye, Kars Belediyesi eski başkanı Naif Alibeyoğlu, CHP Kars il başkanı Onur Uludaşdemir, DEM Parti Kars İl Başkanı Ramazan Erkmen, Yeniden Refah Partisi Kars İl Başkanı İbrahim Çelik, Demokrat Parti Kars İl Başkanı Hüseyin Polat, BBP Kars İl Başkanı Tuncay Ertem, Kars Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birlik Başkanı Eren Alp ve partililer katıldı.
Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi Ümit Çebi’nin siyasi konuşma gerçekleştirdiği kongrede söz alan Saadet Partisi eski İl Başkanı Erkan Timuroğlu, görevini devrettiği yeni başkan Nesimi Demir’e teşekkür ederek yeni yönetimin Kars ve ülkemiz için hayırlı olması dileklerinde bulundu.
Kongrede söz alan Saadet Partisinin Kars İl Başkanı Nesimi Demir, Ülkenin ve Kars’ın içinde bulunduğu bazı sorunları dile getirdi.
Başkan Demir konuşmasında, Kars ile ülke genelinde ekonomiden ekolojiye, adaletten demokrasiye, tarımdan sanayiye, eğitimden dış politikaya, sürekli savrulan bir Türkiye olduğunu iddia etti.
Konuşmasında “hayvanı ithal, etti ithal, gübresi ithal, mazotu İthal, masadaki kâğıdı ithal bir Türkiye var” ifadelerine dikkat çeken Saadet Partisinin Kars İl Başkanı Nesimi Demir, ayrıca şu ifadelerini kullandı:
“Bugün burada Saadet Partimizin Kars İl Kongresi vesilesiyle toplanmış bulunuyoruz. Bu salonu heyecanıyla kuşatmış şuurlu, inançlı ve azimli topluluğun karşısında olmaktan hem gurur hem de mutluluk duyuyorum. Bugün burada sadece bir kongre icra etmiyoruz. Bugün burada yarınlarımızı inşa edecek kararları hep beraber burada alacağız. Ve aynı zamanda bugün burada hakkın adaletin sancağını yükselten her türlü zorluğa rağmen davasına sahip çıkan siz saadet partililer var.
Sizler yorulmadan eğilmeden bükülmeden yürüyenlersiniz sizler bu ülkenin vicdanı umudu ve yarınların teminatısınız. İşte bu yüzden diyorum ki selam, serhat şehrimizin siz değerli insanların üzerine olsun. Bugün ekonomiden ekolojiye, adaletten demokrasiye tarımdan sanayiye, eğitimden dış politikaya, sürekli savrulan bir Türkiye var. Buğdayı ithal, samanı ithal, hayvanı ithal, eti ithal, gübresi ithal, mazotu İthal, masadaki kâğıdı ithal bir Türkiye var. Ekonomisi dar boğaza girmiş, tarım ve hayvancılığı bitmiş, yaklaşık 500.000’in üzerinde çiftçinin tarımı bıraktığı 3 milyon hektardan fazla tarım arazisinin; betona, inşaata kurban edildiği bir Türkiye var. İltimas, adam kayırma, torpil ve partizanlığın sıradanlaştığı, israf ve yolsuzluğun hat safhaya çıktığı bir Türkiye var.
Eğitimi yazboz tahtasına dönmüş, aile yapısı, toplumsal bağları zayıflamış, bir Türkiye var. Gençlerin gelecekten ümidini kestiği, yarınlara dair umutların tükendiği, bir Türkiye var.
Ve tüm bunların yanında servetin belirli ellerde toplanmasına, paranın alıp satılmasına, Zenginin daha zengin, yoksulun daha yoksul olmasına, tek tipleştirmeye, ırkçılığa, zorbalığa, haksızlıklara, ” Sen haklısın ey Musa ama karnımızı Firavun doyuruyor” diyenlere, karşı çıkan, şuurlu, azimli, kararlı ve takatinin sonuna kadar çalışan aziz milli görüşçüler ve saadet partimizin neferleri var.
Yolumuzdan dönmedik. Rüzgara, makama, mevkiye göre yön değiştirmedik. O yüzden istikrar görmek isteyen ilk önce bu salona baksın, bu salonda güce teslim olmayanlar var, haksızlığa boyun eğmeyenler var. Ahde vefa gösterenler var. İşte Bu salonda Merhum Erbakan hocamızın her baharı bir çiçekler başlar dediği gibi; baharı müjdeleyen Kars’ın Allah-u Ekber dağlarındaki kardelenleri var. Ve biz bunca yolu sağcı, milliyetçi, muhafazakâr olmak için yürümedik, kurulu düzeni kutsamak için de yürümedik. Ve biz saadet partililer olarak, çoklar, şıhlar, güçlüler, hatta alınları da secdeli diye zalimlerle iş tutacak da değiliz.
Ve biz şunu da çok iyi biliriz ki; insan biriktirdiği şeyin sahibi olacağı yanılgısı içindedir ve bütün iktidarlar geçicidir, üzerine güneş doğan ne varsa geçicidir.
Değerli hemşehrilerim Bu dava, bu sevda, bu vatan bizimdir. Nasıl ki Karacaoğlan bizim, Dadaloğlu bizimse Yunus Emre’ de bizimdir. Ahmet Yesevi de Pir Sultan da Hacı Bektaş da Mevlana da öyle bizimdir. “Kürdü, Türkü ve Çerkez'i, hep Adem’in oğlu kızı, beraberce şehit gazi” diyen aşık Veysel bizimdir. Semah bizim, halay bizim, horon bizimdir. Munzur bizim, Fırat bizim, Kaz Dağları bizimdir. Acısı bizim, sevinci bizim, kederi bizim türküsü bizimdir. Sözlerimi bir çağrı yaparak tamamlamak istiyorum ve bu çağrı 82 milyonadır. Bu çağrı; Kürde, Türk’e, Aleviy’e, Sünni’ye, Laza, Çerkez’e, Arnavut’a, Boşnak’adır. Bu çağrı; dindara, muhafazakâra, Libarele sosyal demokratadır. Görüşü, düşüncesi, ne olursa olsun 82 milyon ülke evladınadır. Bu çağrı yaşanabilir bir Türkiye, yeniden büyük bir Türkiye, yeni bir dünya çağrısıdır.”
Yorumlar
Kalan Karakter: