ARTIK BİR LİDER GELİYOR
Prof. Dr. Cevdet Bozkuş
Bu kötü sistemden kurtulmanın tek yolu temiz siyaset ve gerçek siyasi liderler ile olabilir. Ne yazık ki yıllardır siyaset de ülkeyi ileriye taşıyacak lider çıkmadı. Ülke de bu durumdan kurtulamadı. Modern dünya ülkelerinin çok gerisinde kaldık. Bu beceriksiz siyasi liderlerin bencil politikaları ülkeye çok zarar verdi ve bunun faturasını da millet ödedi ve hala da ödüyor. Artık bu ülkenin aydınlık geleceği için gerçek siyasi liderlere çok ihtiyacımızın olduğu bir süreci yaşıyoruz.
Eğer çirkin oyunlar olmaz ise gerçek bir siyasi halk lideri geliyor.
2019 dan beri iktidar ve yandaşlarının uykularını kaçırdı. Artık iktidar gidiyor telaşı içindeler. İktidar medyasında yalan ve iftiralar kırıla gidiyor. Ne kadar çok korkmuşlar. Akıl almaz kötü oyunları ile yolunu kesmeye ve siyaset dışına atmaya çalışıyorlar. Nerdeyse her hafta bir soruşturma açılıyor. Diploması sahte diyebilecek kadar küçüldüler. YÖK, Üniversite ve yargı işini gücünü bırakmış 35 yıl önce verilmiş diplomayı inceliyorlar. Acaba bu diplomayı nasıl iptal ettirebiliriz oyunu içindeler. Azıcık mert olun başkalarının diplomasını da inceleyin.
Çelik gibi bir irade, mangal gibi bir yüreği var. Çünkü o Mustafa Kemal’in askeri.
Sevende, sevmeyende artık bu gerçeği görüyor. Bu adam bu işi yapar diyor. Ülkemin gerçek bir halk liderine çok ihtiyacı var. Çünkü sorunları dağ gibi büyümüş ve vatandaşı geçim sıkıntısı içinde açlık ve sefalet içinde yaşamını sürdürüyor. Bir umut peşinde bir lider arıyor. Ülkesini seven her vatandaş canı gönülden bu bekleyiş içinde.
Bilgili, donanımlı, dürüst, güvenilir, çalışkan, ahlaklı adam gibi adam. Ülkeyi yönetme yetkinliğine ve vizyonuna sahip. Ülke sorunlarını çözebilecek ve ülkeyi ileriyi taşıyabilecek kapasite de. Tam bir vatan sever. Başkaları gibi yalan söyleyen, iftira atan, küfürbaz, tehditkar, yolsuzluk, hırsızlık yapan olmadığı gibi, ülke kaynaklarını da asla birilerine peşkeş çekmez.
Evet o lider Ekrem İmamoğlu. Partisinin düzenlediği Cumhurbaşkanı aday adayı toplantısında niçin aday olduğunu detaylı bir şekilde anlattı. Coşkulu, samimi ve içten duyguları ile izleyeceği yol haritasını çizdi ve ayrıntılarını verdi. Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar geçen siyasi süreci ve ülkenin geldiği bu kötü günleri nedenlerini anlattı. Bir siyasi lidere yakışır tarihi bir konuşmaydı. Ancak iktidarın bilinçli olarak aynı güne denk getirdiği terör örgütü başının mesajı nedeniyle kamuoyunda yeterince yer almadı.
Cumhuriyeti kuran CHP nin iktidar olduğu yıllarında ülkeye yapmış olduğu yatırım ve hizmetlerin ayrıntılı önemine değindi ve iktidardan uzak kaldığı yıllarda ise ülke hızla, sosyal hukuk devleti olmaktan ve demokrasiden uzaklaşmış, yıllar içinde gittikçe otoriter bir hale gelmiş ve ülkeyi krizlerden koruyamayan, hatta krizler içinde yer alan iktidarların eline geçtiğini ifade etti.
Cumhuriyetin 2. yüzyılına;
- Köklü kurumları zayıflamış bir devlet, işlevsiz bir meclis, liyakatı sorgulanan bir bürokrasi, çökmüş bir adalet sistemi, demokratik dünyadan uzaklaşmış, nüfusunun yarısı yoksulluk sınırı altında olan, vatandaşları yerli-milli olanlar ve olmayanlar diye ayıran,
- Muhalefete tahammülsüz, adaleti param parça edilmiş, eğitim ve sağlık sistemi çökmüş, ülkemizi eşi benzeri görülmemiş hayat pahalılığı yaşatmış bir iktidarla girdiğimizi belirtti.
Ülkenin genel resmini çizdi. Geldiğimiz noktayı çok iyi bir şekilde özetleyen İmamoğlu ülke yönetilemiyor dedi. Buna kayıtsız kalamayacaklarını ve buradan çıkış vizyonunu açıkladı. Şöyle dedi;
- Atanmışların değil seçilmişlerin yönettiği, parlamenter demokratik sisteme dönmüş, millet iradesinin iktidara, devlete ve meclise yansıdığı, denge ve denetimin yerleştiği demokratik ve hukuk devleti olacağız.
- Davamız Türkiye’yi hak ettiği yere yükseltme, bize dayatılan bu makus tarihi yenme ve güçlü demokratik adil ve müreffeh Türkiye davasıdır.
- Dünya ölçeğinde zengin, küresel ölçek de güçlü ve kararlı bir devlet haline getirmek, zenginliğimizi ve gücümüzü adaletli bir şekilde paylaştırarak tüm yurttaşlarımızı hukukun üstünlüğüne dayalı ve tam anlamıyla demokratik bir toplum düzeni içinde refah, huzur ve mutluluk içerisinde yaşatmak siyasi varlığımızın en büyük hedefidir.
Ülkenin durumu, bu hale nasıl gelindi ve sorumlular kimler, buradan çıkış yolunu somut bir şekilde ortaya koyuyordu. Evet İmamoğlu ben varım diyerek davasını ve hedefini açıklayarak, çok özgüvenli ve iddialı bir duruş içindeydi. Bu güne kadar yaptıklarım yapacaklarımın teminatı der gibi konuştu. Çok haklıydı. Çünkü;
- Artık İstanbul’un siyaseten lideri olmuştur. İBB Başkanlığının son üç seçimini iktidarın tüm gücüne karşın kazandı. Son seçimi %51.14 oy oranı ile aldı. Tüm engellemelere karşın İstanbul’a ihanet değil hizmet etti.
- CHP de değişimim öncülüğünü yaptı ve iktidar yolunu açtı.
- Şimdi Türkiye’de değişimin mücadelesini veriyor.
- Ekip çalışmasını önemseyen, dürüst, çalışkan, bilgili, donanımlı, vizyon sahibi, ne yaptığını bilen, duruşu ile güven veren ve çok kararlı bir siyasetçi.
- En önemlisi halkla olan iletişimi iyi yapan, onlarla bütünleşmeyi bilen, onların dertlerini yılmadan ve usanmadan dile getiren bir siyasetçi oldu. Artık halk onu seviyor.
Böyle bir lideri kimler istemez. Atatürk’ü sevmeyen hainler istemez. İktidar mensupları ve bu iktidardan nemalananlar istemez. Partisin de yönetim saltanatını kaybetmiş çok küçük bir grup istemez. Kısaca siyaseti rant kapısı olarak görenler istemez.
Ama halkın büyük çoğunluk istiyor. Yolun açık olsun Ekrem İmamoğlu.
Yorumlar
Kalan Karakter: