BU YARGIDA ADALET OLURMU
Prof. Dr. Cevdet Bozkuş
Hangi yargı. Militan yargı. Yani siyasetin emrine girmiş yani siyasileşmiş yargı. İktidar süt den çıkmış ak kaşık. Muhalefet ülkeyi bu hale getirdi.
Kim diyor militan yargı. Hüseyin Çelik. AKP kurucu üyesi.
Çelik Türkiye’nin bir hukuk devleti olmadığını ve yargı bağımsızlığından söz edilemeyeceğini ve ‘’Ne yazık ki biz de kendi militan yargımızı oluşturduk’’ diyerek yargının geldiği noktayı açıkça ifade ediyor. Başka birisi değil, bu iktidarın eski bir bakanı diyor. Yargıyı bu hale getiren ve bunun içinde yer alanlara yazıklar olsun. Çünkü ülkenin bu hale gelmesine en büyük sebebi oldular. Ülkem adına çok üzücü bir durum. Yargısı tarafsızlığını yitirmiş bir ülkenin gelişmesi ve kalkınması asla mümkün değildir. Çetelerin, yasakların, yolsuzluğun ve yoksulluğun hakim olduğu bir ülke olursunuz.
Devletin din adalettir. Adaleti olmayan devlet dinsizdir(Hz. Ali)
Adam milat önce ‘’Adalet olmayınca devlet büyük bir çeteden başka nedir ki?’’(Aurellus Augustinius) diyor ve adaletin insanlık için ne kadar önemli olduğunu anlatıor. Ama bizi yönetenler 22. yüzyılda hala onu idrak edememiş ya da işlerine gelmediği için adaletsizliği tercih etmişlerdir. Bu insanlık adına utanç vericidir.
Tam demokratik hukuk devletlerinde yargı bağımsız ve tarafsızdır. Hiçbir devlet organı, makamı, kişi ya da kurum mahkemelere ve orada görevli hakimlere etki edemez. Anayasamız 138. maddesi’’ hakimler görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler’’ denilerek yargıçların bağımsızlığı ilkesi kabul edilmiştir.
Hüseyin Çelik son derece haklı. Yargı evet taraflı. Çünkü bu iktidarın o kadar çok yolsuzluk ve rüşvet olayları var ki, tek bir soruşturma yok. Muhalefet üzerinde ise açık bir yargı baskısı var. Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan partisinin grup toplantısındaki konuşmasında;
- Muhalefetin 24 belediyesinde kayyum atandı
- Bir milletvekili ve bir Genel Başkan cezaevinde
- Sayısını bilemediğimiz bir çok gazeteci, akademisyen cezaevinde
- En son ülkenin en büyük büyük şehri İstanbul’un Belediye Başkanı ve ekibi cezaevinde
Ama bütün bunların yanında bazı gerçekler de var ki;
- Ankara’yı parsel parsel satanlar dışardalar
- Reza Zarrab’dan milyonluk rüşvet alan bakanlar dışardalar
- Bavullarında külçe külçe altınla yakalanan milletvekilleri dışardalar
- Kendi bakanlığına dezenfektan satanlar dışardalar
- Yunus Emre enstitüsünü soyanlar da dışardalar
- Kartalkaya otel yangının en büyük sorumlusu bugün hala bakanlık koltuğun da oturmaktadır.
Eğer gerçekten derdiniz yolsuzluksa, eğer gerçekten derdiniz yetim hakkını korumaksa, kendi kamburunuzu görmeyip başkasına düz yürü demekten vazgeçip şu sorulara cevap verin
- 800 milyon dolara mal olduğu söylenen ANKA park ile ilgili hangi soruşturmayı başlattınız, hangi savcıyı görevlendirdiniz
- Bu milletin 128 milyar dolarını buhar edenler ile ilgili hangi incelemeyi başlattınız, hangi soruşturmayı başlattınız , hangi savcıyı görevlendirdiniz.
Bu gün muhalefete karşı yürütülen operasyonlar yetim hakkını korumak için değil siyaseti dizayn etmek için yapılıyor. Biz bunu reddediyoruz dedi.
Ankara Başkanı Mustafa Köroğlu yargının geldiği son durumu değerlendirdi ve şunları söyledi;
- Yargı siyasetin gölgesinde şekillendiğini, kararlar hukuku değil, siyasete göre alınmaktadır ve bu siyasal yargı olarak tanımlanır. Siyasal yargı, kuvvetler ayrılığı yok sayan, hukuku siyasetin aparatı haline getiren bir anlayıştır
- Türkiye derin bir yargı ve yürütme krizi içindedir.
- Anayasa Mahkemesi kararları tanınmamakta,
- Savcılar iddianame bile hazırlamadan hüküm niteliğinde açıklamalar yapmakta
- Gizli tanık beyanlarına dayalı soruşturmalar, özgürlüğü bağlayıcı tedbirler ve ifade özgürlüğü üzerindeki baskılar artık rutin hale gelmiş ve basın, seyahat, siyasi haklar gasp edilmektedir. Talebimiz hukuktur, hukukun talebi ise seçimle gelmiş belediye başkanlarının, siyasilerin serbest bırakılmasını, gösteri hakkını kullanan yurttaşların gözaltına alınmaması, baroların üstündeki baskıların yok edilmesi, barış ve kardeşliğin sağlanmasıdır.
Hukuk bir güvencedir, baskı aracı olarak kullanılamaz. Adalet hukuka göre verilmelidir. Yetkim var istediğim kararı veririm diye düşünenler şunu çok iyi bilmelidir ki adalet bir gün herkese lazım olacaktır. Adaleti kötü kullanmaktan daha büyük bir yolsuzluk yoktur. Adaletin olmadığı yerde ahlak olmaz. Taraflı olan yargıç da ahlak olmaz.
Adalet Bakanı sürekli yargı tarafsız diyor.
Şimdi bakana sormak istiyorum; Gerçekten buna inanıyormusun? Peki yargıya güven neden %18 lere düştü. Bunun anlamı şu, iktidara oy verenlerin yarıdan fazlası da yargıya güvenmiyor. Yani uzun lafın kısası yargıya güven kalmamış. Herkes dürüst olmalı ve bu gerçeği görmeli.
Bakın İyi Partinin Genel Başkanı açıkça tehdit edildi. Bunu gören ve gereğini yapan bir savcı olmadı. Bunun neresi tarafsız.
Bir Bakan Yardımcısı Başsavcı yapıldı. Hani siyasi biri yargıç olamıyordu. Ama oldu. Tarafsız olabilir mi. Olmadığını gördük. Bugüne kadar iktidar belediyeleri ile ilgili iddialara karşı bir işlem yapmadı. Bunun neresi tarafsız.
Ama İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve ilçe belediye başkanlarına yapılanlar. Belge yok, kanıt yok sadece kim olduğu belli olmayan gizli tanık iftira ve yalanları. İktidar çok korktukları İmamoğlu’nun siyasi yolunu kesmek için yargı eliyle bir süreç başlatmıştır. Tarafsız hukukçular bunun hukuki olmayan bir siyasi yargı süreci olduğunu ifade ediyorlar. Yapılanlara bakıldığında;
- Gerçek diploması iptal edildi
- Sabah baskını ile evinden alındı. Çağrılması halinde ifadeye gidecek olan 16 milyonun belediye başkanının bu şekilde alınması bir hukuk devletinin ayıbıdır.
- 3 gün emniyet de hiçbir işlem yapılmadan göz altında tutulmasını tarafsız yargı yapar mı.
- Soruşturma da gizli tanık yalan ve iftiralarından başka bir kanıt ve delil yok. Tutuklamanın hukuki olduğunu kim söyleyebilir.
- Bir Cumhurbaşkanı adayı tutuklandı.
Bütün bunlar yargının ne kadar taraflı olduğunu gösterir. Neyin tarafı iktidarın tarafı. Yani siyasi baskı ile yargıçlar taraf olmuştur. Bu yargıçların oluşturduğu yargıya da Hüseyin Çelik militan yargı diyor.
- İktidarın siyasi talimatlarını yerine getiren,
- Bağımsızlığını ve tarafsızlığını yitiren,
- Kararlarında hukuk olmayan siyasallaşmış bir yargıdır.
Tarafsız yargıçlara lafım yok. Taraflı yargıçlara lafım elbet de. İnsan hem kendi onurunu, hem de meslek onurunu düşünmelidir. Yargıçlar milletinin dışında hiç kimseye hizmet etmemelidir. Onurlu olmanın gereğidir.
Çözüm: Milletin bu iktidarı bir an evvel göndermesidir. Gelecek iktidar önce yetkisini kötüye kullanmış olanlardan hesabını hukuki olarak sormalıdır. Daha sonra artık bu ülkede hukukun üstünlüğüne dayalı bir yargı sistemini kurulmalıdır.
Yorumlar
Kalan Karakter: