DÜRÜST VE ÇALIŞKAN OLMANIN BEDELİ
Prof. D. Cevdet Bozkuş
Dürüst ve çalışkan olmanın bedeli Silivri zindanı oldu.
Ne yazık ki ülkemde bu günleri yaşıyoruz.
Ahlak ve vicdan kaybolmuş. Vatansever olma önemsiz hale gelmiş. Dürüst ve çalışkan olmak meziyet olmaktan çıkmış. Sonuç fukaralaşmış ve borç batağında bir ülke haline gelmişiz. Bunların tek sebebi çeteleşmiş ve mafyalaşmış siyasi sistem. Bu sistem içerisinde başarılı ve dürüst siyasetçilerin başına gelenleri ibretle izliyoruz.
İşte dürüst, çalışkan ve başarılı bir yiğit adam, Trabzon uşağı Ekrem İmamoğlu ’nun başına gelenler. Akçaabat ilçesi, Cevizli köyünden İBB başkanlığına uzanan bir başarı. İlk, orta ve lise tahsilini Trabzon tamamladıktan sonra İstanbul’a taşınan ve babasının inşaat şirketinde çalışırken 2008 de CHP üyesi oluyor. 2009 da partisinin Beylikdüzü ilçe başkanı, 2014 yılında %50,83 oy oranı ile AKP de olan ilçenin Belediye Başkanlığını kazanıyor. Başarılı hizmetleri ile bir dönemin sonunda kısa zamanda sürekli yükselen bir siyasi başarı grafiği onu 2019 İBB Başkan adayı olmasına vesile oluyor. Beylikdüzü dışında fazla tanınmayan İmamoğlu kısa zamanda çok başarılı bir seçim süreci yürüterek İstanbul halkının gönlüne girdi. Meclis başkanlığı, Başbakanlık yapmış olan Binali Yıldırım yenerek 13 000 oy farkı ile İBB başkanı oldu.
Hiçbir şey olmadıysa bir şeyler olmuştur akıl dışı bir gerekçe ile seçim iptal edildi. Yani zorbalık başlamıştı. Seçim yenilendi. Bu defa fark 806 000 oldu. İstanbul halkı seçimi iptal edenlere dersini vermişti. Türk halkı bu haksızlığa şahit olmuş ve artık tüm Türkiye Ekrem İmamoğlu’ unu tanımıştı. Artık AKP nin korkulu rüyası olmuştu.
Çetin bir siyasi mücadele ve başarılı seçim sonrası hizmet dönemi başlamıştı. Bu başarı devam etmeliydi. İstanbul halkı onu bekliyordu. Pandemi dönemi başlaması, meclis çoğunluğu olmamasına ve merkezi iktidarın engellemelerine karşın mazeret üretmeden 5 yılda önemli çalışmalar yaptı.
1. Sosyal projeleri *Kent lokantaları *Halk süt *Öğrenci yurtları *Anne kart *Kreşler
2.Alt yapı, çevre, restorasyon ve ulaşım projeleri *Sel baskınlarını önleme çalışmaları * Haliç temizlenmesi * Kurbağalıdere temizlenmesi * Kent ormanları ve yaşam vadileri *Tarihi yapıların restorasyonu * İsale hatları * Yol çalışmaları * İmar, tapu ve plan sorunları çözümü * Metrolar: Aynı anda 10 metro yapımına başlanarak dünyada aynı anda en çok metro yapma rekoru kırılmıştır.
3. En önemli hizmeti: * Hortumları kesti. * Hizmet ve projelerde maliyetleri düşürdü.
Aykut Erdoğdu yapmış maliyet analizinde yatırım bütçeleri;
- Topbaş döneminde : 9. 3 milyar dolar.
- İmamoğlu döneminde: 4.66 milyar dolar harcanmış.
- Ama yapılan iş iki katı.
Çok önemli. Şöyle ki bir önceki dönemin yatırım bütçesinin yarısı kadar olan bütçe ile iki kat yatırım işi yapılmıştır. Örneğin iki kat fazla metro yapılmış. Yani Topbaş’ın yatırım maliyetinin %100ü, İmamoğlu %25 maliyetle başarmıştır. Yani yatırım projelerini dört defa daha ucuza mal etmiştir. İşte dürüstlüğün ve başarılı çalışmanın kanıtı.
Peki şimdi soruyorum. Topbaş döneminde ki %75 fazla harcama kimin cebine gitmiş. Bu bir soygun değilmidir. Ama ne yazık ki bu bire mal edilecek işlerin dörde yaptırılması kötülüğünü, * yap işlet devret * diğer adrese teslim kamu projelerinde de görmekteyiz.
İstanbul’a hizmet de ve yatırım çalışmalarında başarılı olan Ekrem İmamoğlu, artık ülke siyasetinde gündemi oluşturmuştu. İktidar çok rahatsız olmaya başlamıştı. Onunla yatıp onunla kalkıyorlar. Korku bacayı sarmıştı. Artık Ekrem gümbür gümbür geliyordu. Çünkü;
- İstanbul’un siyaseten lideri olmuş ve şimdi Türkiye lideri olmak için kolları sıvamıştı. İBB son üç seçiminin galibi.
- Yıllardır siyaset de meydanı boş bulmuşlardı. Artık meydan boş değildi. İstanbul’u ellerinden söke söke alan adam meydanı onlara dar etmeğe başlamıştı. Uykuları kaçmıştı.
- İstanbul ellerinden gitmişti. Rantı yüksek. Yetkililer, partililer, yandaş basın, troller, cemaatler, tarikatlar, cemiyetler, vakıflar İstanbul’u çok seviyorlardı. Çok üzülmüşlerdi. Çünkü mamaları kesilmişti.
Hazin olan başarılı dürüst adam Silivri de, ülkeyi soyanlar dışarda.
Neymiş suç örgütü kurmuş.
Rüşvet ve yolsuzluk varmış. Halk arasında bir tabir vardır yalancının.
Sayış denetçileri ve mülkiye müfettişleri İBB de 1000 den fazla denetleme yapmış ve yolsuzluk bulamamış, ama savcılık yolsuzluk bulunduğunu iddia ediyor. Gizli tanıklar ifadesine göre. Müfettişler yok diyorsa gizli tanıklar kesinlikle husumetli olan birileridir. Yani yalan söylüyor ve iftira atıyorlardır. Ama buna rağmen tutuklama yapılıyor ve dava açılıyor. Buna tarafsız yargı denemez.
Sadece Türkiye değil, tüm dünya biliyor ki tutuklama ve açılan davalar siyasi. Adam başarılı bir siyasetçi. Belediye Başkanı olarak hizmetlerini halk takdir ediyor. Kendine bir hedef koymuş. Bu ülkeyi dünyanın her anlamda en saygın ülkesi yapacağım diyor ve Cumhurbaşkanı adayı olduğunu açıklıyor. Ama ondan korkan ve çekinen siyasi iktidar mensupları akıl almaz bir şekilde panik halinde yargı kumpasıyla tutukladılar. Kanıt yok, delil yok. Gizli tanık iftiraları. Manzara bu.
İmamoğlu, Silivri’deki duruşmada savunmasını yaparken ’’Ben neden burada olduğumu sorguluyorum ve anlamakta zorlanıyorum.’’
Ben neden buradayım?
- İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır diyen aklın karşısında üç kez seçimi kazandığım için buradayım.
- 86 milyonun gönlüne girmiş, bir sonraki seçimde cumhurbaşkanı aday olarak karşısına çıkacağım için buradayım.
- Kanala, talana, ranta karşı olduğum için buradayım.
- Kreş, yurt açtığım için buradayım.
- İşsizlere iş bulduğum, anne kart verdiğim, kent lokantaları açtığım, herkesin başkanı olduğum için buradayım.
- Beni terörle aynı yere koyanların alnını karışlarım. Bana bakan, Türk devletini görür, Atatürk’ü görür, bu milleti görür.
Ama çok korkmuşlardı. Çünkü İstanbul rantı ellerinden gitmişti. Türkiye rantını kaybetmek istemiyorlardı. Yapacakları tek şey kalmıştı haksız ve hukuksuz bir şekilde tutuklamak. Onu da yaptılar.
Şimdi vicdanı olan herkese soruyorum?
Başarılı bir belediye başkanı. İstanbul halkı diyor.
Başarılı bir siyasetçi kamuoyu yoklamaları diyor. Modern ve çağdaş bir ülke hedefi var.
Bu adama örgüt, rüşvet yakışır mı? Bunu yakıştıranlarda ne vicdan var, ne de ahlak.
Evet dürüst ve başarı olmanın bedeli ne yazık ki Silivri zindanı oldu.
Yorumlar
Kalan Karakter: