SABIR KALDI MI
Prof. Dr. Cevdet Bozkuş
23 yıl geçmiş hala sabır isteniyor. 2025 yılını sabır yılı ilan edenler var.
Vatandaş inim inim inliyor, geçim sıkıntısı içinde kıvranıyor, pişkin pişkin hala sabır isteyenler var. Bunun neresinde akıl, mantık, vicdan var. Halkın gerçek gündemi neden sizi rahatsız etmiyor. Yapmayın bu ülkeye çok büyük haksızlık ediyorsunuz. Yarın çocuklarımız ve torunlarımız sizi hiç de iyi yad etmeyecek.
Çarşıda, pazarda, sokak da vatandaşlara bir dokunuyorsun bin ah işitiyorsun. Büyük çoğunluk oldukça dertli ve mutsuz. Ama bunu hala göremeyen ya da görmek istemeyenler sıkılmadan sabır istiyorlar. Hani ne denir insaf be yahu.
Keyfi yerinde olanlar. İktidarda olanlar, yakınları ve işleri tıkırında olan partililer çok keyifli. Keyif öyle bir noktaya gelmiş ki, yurt dışı yemek masalarını, pahalı kol saatlerini, pahaları çantalarını insanların gözünün içine sokarcasına paylaşmalarında bir utanma görmüyorlar. Yalnız bir AKP li vekil çok dertli ve şöyle diyor’’ Sosyal medyada ne paylaşsak altına zıkkım yiyin yazıyorlar’’. O zaman şapkanızı önünüze koyup düşüneceksiniz, ne yapıyorsunuz ki size zıkkım yiyin diyorlar.
Halinden memnun olmayanlar. Köylü, esnaf, memur, işçi, emekli, asgari ücretli, işsiz, iş arayan, atanamayan öğretmen, öğrenci, ev kadını mutsuz. Yani milletin büyük çoğunluğu.
Peki şimdi soruyorum bu adalet mi.
Patronlar da huzursuz. İşte TÜSİAD Başkanı ne diyor: Gündem çok ağır, hangi birini sayayım.
- Depremlerde, yangınlarda, iş kazalarında çok sayıda vatandaşımızı kaybediyoruz. Demek ki hata, suistimal ve kayırmacılık çok yaygın.
- Eleştirel ifadeler ve habercilik faaliyetlerine açılan soruşturma haberleri çok sıklaştı.
- 10 küsur sene önceki olaylara, şimdi yeni soruşturmalar açılıyor.
- Tutuklu milletvekillerine, siyasi parti liderlerine ve belediye başkanlarına sürekli yenileri ekleniyor.
- Yolsuzluk, dolandırıcılık, karaborsa haberlerinin ardı arkası kesilmiyor.
- Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, galiba artık şirket kurmaktan daha kolay
- Kadın cinayetlerinin de, çocuk tacizlerinin de sonu gelmiyor.
- Nedir bu tırmanma? Biz niye bu hale geldik?
TÜSİAD Başkanı bu sorunların arkasında, hukuka olan güvenin sarsılması var diyor. Modern devletin temelinde hukukun üstünlüğü vardır. Tüm vatandaşlar kanun önünde eşittir. Devlet hukukla bağlıdır. Her kademede yönetim keyfi değil, hukuk kurallarına göre yapılır. Burada sorun varsa her yerde sorun çıkar. Hukuka güven kalmazsa güvensizlik, istikrarsızlık ve belirsizlik her yere sirayet eder. Sistemik risk oluşur. Günü kurtarmak mümkün olsa da yarınlar tehlike altına girer tespitinde bulunuyor. Şimdi soruyorum bu söylenenler de bir yanlış, var mı. Baştan aşağı doğru. Evet hukuk üstünlüğü yoksa o ülkede hiçbir şey olmaz. Bu gün bizde olduğu gibi.
Ancak eleştirilere karşı çok tahammülsüz olan iktidar mensupları anında savunmaya geçiyorlar. Eleştiri yapan ve öneride bulunanlara kulak vereceklerine, hiç yanlışları yokmuş gibi savunmaya geçiyorlar ve hatta tehdit dahi edebiliyorlar.
Adalet Bakanı her zaman olduğu gibi hukuk üstünlüğü var deyip geçiyor. Peki hukukun üstünlüğü var ise Anayasa Mahkemesi kararlarına neden uymuyorsunuz. Vatandaşın büyük çoğunluğu neden yargıya güvenmiyor. Adaletsiz kararlar neden çok tartışılıyor. Bakan bunların hala farkında değil ya da farkında olmak istemiyor.
Parti yetkilileri ve siyasileri ise artık bu ülke eski Türkiye olmayacak diyorlar. Peki yeni Türkiye’de doğru olan ne var? Bunları bir anlatında da bu millet de anlasın. Ama görünen eski Türkiye de hiç bu kadar yoksulluk, hukuksuzluk olmamıştı. İşte size yeni Türkiye’de nereye gelmişiz bazı kıyaslama ve saptamalar;
- 2002 de bir asgari ücretli maaşı ile 7 çeyrek altın alırken bu gün 3 çeyrek alabiliyor. Evet işte fakirleşme.
- 2002 deki 59 429 olan hükümlü ve tutuklu sayısı 2025 de 384 216 ulaşmıştır. Ülke de bu kadar suç oranı neden artmıştır.
- Anayasa mahkemesi ve AİHM kararlarına uyulmuyor.
- Özelleştirdiğiniz ve çökerttiğiniz sağlık sisteminden dert yanan vatandaşa çare olarak gidin sağlık çalışanlarının gırtlağını sıkın tavsiyesi olmuştur.
Bunu başardınız. Ama bunu hala savunmanız akıl alır gibi değil. Yunus Emre ne demiş’’ Allah kimseyi, yanlışı savunacak kadar cahil, doğruyu inkar edecek kadar da nankör etmesin’’
İktidar mensuplarına ve bu iktidarı savunanlara bir sorum olacak.
Partinizde siyaset yapanlar, siyasete girmeden önceki mal varlıklarını, bir de şimdiki mal varlıklarını açıklasınlar. Bir fark var mı.
Ama bunu açıklayacak birisinin çıkacağına inanmam. İsraf, yolsuzluk meşru hale gelmiş. İşte Yeni Türkiye gerçeği bu. Bu gerçeğe rağmen hala sabır istemek insanın aklıyla dalga geçmektir. Bu ülkenin az değil tam 23 yılı gitti. Size tavsiyem Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk 15 yılda bu ülke de neler yapmış ona bir bakın. Keşke bir on yıl daha yaşasaydı.
Siz sabır istiyorsunuz, millet %70 oranında seçim istiyor. Gelin milletin bu sesine kulak verin seçime gidin. Eğer millet size güveniyorsa tekrar sizi seçer. Ama sizde biliyorsunuz ki bu millet artık büyük çoğunlukla size güvenmiyor.
Sabır istemek yerine biraz cesur olun ve milletin hakemliğine gidin.
Yorumlar
Kalan Karakter: