Bugün 3 Aralık, Dünya Engelliler Günü. Çoğu kişi için bir farkındalık ve kutlama günü. Ama benim için – ve benim gibi binlerce engelli annesi için – sadece takvimde bir tarih, çünkü hayatımızın her günü zaten engellilikle mücadele ederek geçiyor.
Her yıl bu gün, televizyonlarda, sosyal medyada “Hepimiz birer engelli adayıyız” söylemleri duyulur. Bu cümle ne yazık ki çoğu zaman bir farkındalık yaratmaktan çok, içi boş bir teselli gibi yankılanır. Bu sözlerin, her gün çocuğunu topluma kabul ettirmeye çalışan bir annenin yüreğine dokunduğunu sanıyorsanız, yanılıyorsunuz. Çocuğunun dışlandığını görmek, onun hakkını savunurken yorulmak, toplumsal duvarlara çarpmak ve bir yandan da onun mutluluğu için çırpınmak… İşte bizim gerçeklerimiz bunlar.
Evet, bizler kömürün içinden elmas çıkarmaya çalışan aileleriz. Çocuklarımız, bizim en değerli hazinelerimiz; her biri kendi ışığını taşıyan birer elmas. Ama bu elmaslar, toplumun karanlığında parlamaya çalışırken ne kadar yalnız kalıyor, biliyor musunuz? Bunu anlamak için sadece bir gün empati kurmak yetmez.
Biz anneler, 365 gün boyunca mücadele ederken, sadece fiziksel engellerle değil, insanların kalplerindeki, zihinlerindeki engellerle de savaş veriyoruz. Çocuklarımızın ötekileştirilmediği, hor görülmediği bir dünya istiyoruz. Onların değerini anlatmaya çalışırken kendi yüreklerimizi tüketiyoruz. Çünkü bir annenin en büyük korkusu, “Ben olmadığımda ne olacak?” sorusudur.
Bugün, sahte gülümsemelerle verilen mesajlar ya da kısa süreli farkındalık kampanyaları günü değil. Bugün, gerçek bir değişimin başlangıcı olmalı. Engelli bireylerin ve ailelerinin sadece bir gün değil, her gün yanlarında olunmalı.
Biz çocuklarımızın güçlü yanlarını görüyor ve onlarla gurur duyuyoruz. Ama bizim değil, toplumun gözlerinin açılması gerek. İnsanı insan yapan tek şey empati, sevgi ve anlayıştır. Eğer toplum, engelli bireylere bakışını değiştirmezse, bu özel günlerin hiçbir anlamı kalmaz.
Hepimiz birer engelli adayı değiliz; çünkü bu bir kimliktir, bir mücadeledir. Ama hepimiz daha anlayışlı ve duyarlı bireyler olabiliriz. Bugün bize bu yolu hatırlatsın.
Bir engelli annesi olarak sesleniyorum: Çocuklarımızı anlamaya, onlara yer açmaya, ve onların ışığına gerçekten inanarak sahip çıkmaya var mısınız?
Elmasları görmek için daha fazla ışık saçmamıza gerek yok. Sadece gözlerimizi açalım.
Yorumlar
Kalan Karakter: