Hayat, herkes için farklı yollar çizer. Kimimiz bu yolları gözleriyle görerek, kimimiz ise yüreğimizle hissederek yürürüz. Ben dünyayı gözlerimle değil, ruhumla görenlerdenim. Ellerim gözlerim olur, sesler bana yollar çizer, hislerimse en derin gerçeği fısıldar.
Siz hiç ellerinizle bir yüzü görmeye çalıştınız mı? Bir ağaca dokunduğunuzda onun yaşını, hikâyesini hissettiniz mi? Benim dünyamda her şey, ancak dokunduğumda var olur. Bir kitabın kabartma harfleri, bir dostun sıcak eli, suyun akışı… Hepsi benim için birer pencere. Çünkü ben, ellerimle görür, ruhumla keşfederim.
Görmemek, benim yolculuğumda sadece bir ayrıntı. Asıl engel, insanların dünyamı anlamakta zorlanmasıdır. Bana bir çiçeğin rengini anlatmayın, yapraklarını elime bırakın. Bir nesneyi tarif etmeyin, bana onu hissetme şansı verin. Çünkü ben, dünyayı yalnızca duyarak değil, ona temas ederek anlarım.
Beni ve benim gibileri anlamak istiyorsanız, bir an gözlerinizi kapatın. Sabahı sadece sesleriyle dinleyin, bir dostun yüzüne bakmadan sesinden ruhunu anlamaya çalışın. İşte o zaman, benim dünyama adım atabilirsiniz.
Unutmayın, gerçek engel gözlerde değil, kalplerde ve zihinlerde başlar. Haydi, farklılıklarımızı ayrılığın değil, birliğin bir parçası yapalım. Hayatı gözlerimizle değil, yüreğimizle görelim. Çünkü dünya, yalnızca görmekten ibaret değildir; hissettiğimiz kadar gerçektir.
Yorumlar
Kalan Karakter: