MUTFAK KÜLTÜRÜMÜZDE KAHVE
Mutfak kültürümüzün zengin birikimi içerisinde yer alan kahve; yabancı yazarların yazıları, fetihler ve savaşlar gibi birçok farklı yolla tanınıp yayılmış ve kendimize özgü hazırlama şeklimiz ile “Türk kahvesi” ismini almıştır. Türk kahvesi, geleneksel Türk mutfağının vazgeçilmez unsurlarından biridir. Elde edilişi, yapılışı ve içme şekli ile diğer kahve çeşitlerinden oldukça farklıdır. Türk kahvesini özel yapan bir etken de kendine özgü bir kültür oluşturmasıdır. Kız isteme töreninde kahve içilmesi, kahveyi içtikten sonra kahve falına bakılması bu kültürün örneklerindendir.
Kahve, tropik iklim isteyen ve zor yetişen narin bir bitkidir. Kahvenin içerisinde yer alan maddeler düşünüldüğünde kaçınılmaz olarak ilk akla gelen kafeindir. Kafein, kahve çekirdeğinin miktar ve etki bakımından en önemli bileşeni olmakla birlikte kahve çekirdeği, onlarca çeşit farklı kimyasal bileşen içermektedir. Bunların arasında yağlar, karbonhidratlar, çok sayıda protein ve çeşitli antioksidanlar yer almaktadır. Bu maddeler kahvenin tadını, kokusunu ve fiziksel özelliklerini etkileseler de kahvenin temel özelliğini ve insan üzerindeki etkisini asıl belirleyen kafeindir. Kafein, uyanıklığı iyileştirmesi ve algıyı yükseltmesiyle ön plana çıkmaktadır. Kahve tüketiminin parkinson, tip 2 diyabet, kolorektal kanser ve Alzheimer hastalıklarını azaltmada etkili olduğu belirtilmektedir.
Türk kahvesini diğer kahvelerden ayıran iki temel özellik bulunmaktadır. Bunlardan biri; Türk kahvesinin üretildiği kahve çekirdeği, diğeri ise yapılış şeklidir. Türk kahvesi lezzetinin yakalanması için özellikle Brezilya’daki bir tür kahve çekirdeğinin kullanılması gerekmektedir. Türk kahvesine lezzetini veren unsurlar arasında; cezve seçimi, cezvede yavaşça pişirilmesi, köpüklendirilmesi, köpüklerin fincanlara pay edilmesi ve hazırlanan kahvenin fincanlara yavaş yavaş aktarılması yer almaktadır.
Kahvenin günlük hayatımızda nasıl derin izler bıraktığı, kullanmış olduğumuz sözlerden de anlaşılabilir. “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır.”, “Gönül ne kahve ister ne kahvehane, gönül sohbet ister kahve bahane.”, “Kahvelerim pişti gel, köpükleri taştı gel, iyi günün dostu, kötü günüm geçti gel.”, “Sabah ile sabah ile kahve gelir tabak ile…” gibi gündelik hayatta kullanılan birçok söz, kahve içme kültürümüzden kaynaklanmaktadır.
Türk kahvesinin, yaşayan geleneklerimiz içerisinde vazgeçilmez bir kültür değeri olduğu ve bu önemli kültür değerimizin korunmasının da gelecek nesillere aktarılmasıyla mümkün olacağı unutulmamalıdır. Manevi mirasımızın bu vazgeçilmez değeri olan Türk kahvesinin uluslararası platformda hak ettiği şekilde temsil edilip korunması ve gelecek nesillere değeri kaybolmadan aktarılabilmesi için herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini düşünüyorum.
Yorumlar
Kalan Karakter: