MANİCİLİK
Mani, genellikle 7 heceli 4 dizeli, üçüncü dizesi haricindeki dizeleri kafiyeli halk edebiyatının en eski ve yaygın bir türüdür. Halkın sevinç, duygu, sevda, heyecan ve sorunlarını dile getiren bir şiirdir. Dize sayısı dörtten fazla, noksan ve 8 heceli olanları da vardır. (Bazı kaynak- lar 7 heceli olmayan manilere tereddütlü baksalar da, Kars ve çevresinde 8 heceli manilerle bayatılara sıkça rastlanmaktadır. Belki de ezgi ile söy- lendiğinde rahatlık oluşturmaktadır.) Eğin bölgesinde “Ala gözlü” deni -len 11 hecelilerine de rastlanır. Mani kelimesinin Arapça’da “ma’na”dan geldiği, kırım Tatarlarında “mane”, Denizli’de “mana”, Kars ve Azer -baycan’da “bayatı”, Urfa’da kadınlarca söylediğinde “me’ani”, erkek -lerce söylendiğinde “hoyrat” denildiği bazı kaynaklarca (1) belirtilmek- tedir. Ancak Kars, Iğdır ve Ardahan’da maniler, acıklı olaylarda söy- lendiğinde “Bayatı” adını almaktadır. Acıklı olaylar dışındaki söylenen manilere bu yörede yine “meni” veya “mani” denir. Maniler yöresel ezgi ile söylendiğinde “mahnı” diye adlandırılır. Bayatıların ezgi ile söy -lenmesi halinde de “ağıt” adını alır.
Bilindiği gibi Kars’ta halk müziğinde uzun hava adı geçmemek - tedir. Bunun yerini ağıtlar veya segâhlar alır. Segâhlar Azeri müziğinde geçmektedir. Kars’ta maniye veya bayatılara uygulanan ezgiye “gayda” denir. Mesela bir cenazenin ardından söylenen ağıtlara da “ağlama gay -daları” deniyor. Kadınlar, gerek ölen kişinin arkasından söyledikleri ölü ağlamalarında, gerekse diğer ağıtlarında, söyledikleri sözlerde, içinde bulundukları sıkıntılarını da zaman zaman aktararak rahatlarlar. Kars’ta ağıtlar, bayatıların gayda ile yani ezgi ile söylenişleri olup, ağıtların 7 heceli olanlarının yanısıra 8 heceli veya 11 heceli olanları da vardır. Bu durumda ağıtlar yörede yer yer uzun havanın yerini almaktadır. Diğer bir yandan da mani geleneğinin önemli temsilcileri sayılan saz şairlerimiz ise bayatılarla 11 heceli üzüntülü konuları içeren sözleri de uzun hava ezgisi özelliğinde ki ozan ezgileri ile söylüyorlar. Âşıklarımızın “ makam” adını verdikleri ve acıklı konularda işledikleri bu ezgileri “Atüstü”, “Zarıncı”, “Diligam”, “Guba Kerem”, “Üç kollu”, “Mansuru” makamı gibi isimlerle adlandırıyorlar. Bir başka değişle bu ezgiler, aşıklarmızın uzun havalarıdır. Konusu aşk, sevgi, nefret, güzellik, tabiat, özlem, ayrılık, iş ve gurbet gibi toplumsal özellikler olan manilerin ozanı ve yapımcıları genelde belli değildir. Manilerin yaygınlaşmasında kadınların katkıları unutulamaz. Bu bakımdan kadınlara manilerin gizli ozanları da denir. Kadınlardan sonra, hikâyeci âşıklar da manilerin yaygınlaşmasında etkendir. Manileri genellikle tellallar, satıcılar, bekçiler ve kadınlar söylerler. Ayrıca dini bayramlarda davulculara, beşik başlarında anneler ve genç kızlarca, düğünlerde hikâyeci âşıklarca, tarlalarda, ekinlerde, halı dokumalarında ve toplu temizlik işlerinde de manilere rastlamaktayız.
“abab”, “aaaa”, “baca” uyaklı manilere de rastlanır. Manilerin ilk iki dizesi, toplumun dikkatini çekmek ve zaman kazanmak amacıyla kullanılır. İrtical (hazır cevap) olarak söylenen manilerin ilk iki dizisi ile son iki dizesi arasında pek anlam bütünlüğü bulunmaz. Asıl anlatılmak istenen son iki dizede ortaya çıkar. Ancak, dört dizesi arasında anlam bütünlüğü olan maniler daha çok tutulur. Kars’ta da bu tür ustalıklı manilerin yaygınlığı da dikkat çekmektedir.
Maniler yapıları ve anlamları bakımından “düz maniler” ve “cinaslı maniler” diye gruplandırılır. Düz mani, 7 heceli aaba kafiye düzenli sade manilerdir. Karsta ikiden fazla anlamlı çift cinaslı manilere de rastlanmaktadır. Cinaslıların ve cinassızların dört dizeden fazla veya noksan olanları da mevcuttur. Dört dizeden noksan olan manilere “kesik mani” denir. Doğu Karadeniz Bölgesi’nde iki düzenli olup “karşı-beri” denen karşılıklı söylenen manilere bolca rastlanır.
Kars’ta ise özellikle cinaslılarda ilk dizede bir uyak öbeği bulu- nur. Diğer dizelerin ikinci ve dördüncü dizeleri, öbeğe kafiye bakımın- dan dan uyumlu olur. Üç veya dört dizeli bu manilere “ayaklı mani” denir. Manilerde bölgelerin özelliklerine göre ilk dizelerinde bazı ün- lemler de bulunur. Azizim, bala der, a canım, a kızım, lala der, âşık der ve aşığım gibi ünlemler maninin hitap ettiği kesime göre değişir. Burada aşığım, âşık der, öbekleri ile başlayanların hikâyeci âşıklarca işlendiği belli olmaktadır.
Maniler, yerlerine göre bölgelerinin bilinen anonim ezgileriyle söylenirler. Âşıklar ve maniciler bu yöresel ezgi ve manilerle atışmalara girerler.Usta maniciler cinaslı manilere ağırlık vererek proğramlarını daha akıcı ve ilgi çekici hale getirirler. Zaman zaman da manilerin cift cinaslı olduğu ve dinleyeni daha çok düşündürmeyi amaçladığı gözlenir.
Hafızalarda ki maniler yardımıyla ezgiler, ezgiler yardımıyla da maniler dizilir. Zaten bu durum anonim halk müziğinin de temelini teşkil etmektedir. Kars yöresinde maniye müzik uygulanması ile oluşan türküye “Mahnı” denilmektedir. Yani maniden oluşan türkünün adı yörede “Mahnı” dır. Türkülerimizin birçoğunda aynı manilere rastlanması da bundandır. Bazı türkülerde aynı maniler olmasına karşın, ezgilerdeki farklılıklara göre uyarlamalar yapılmıştır. Mısra ve bentler arasına konan bazı bağlantıların da mani sözcüklerinden oluştuğu dikkat çekmektedir.
Buna uygun bir Kars türküsüne ve zaman zaman dikkat çeken çift cinasa bir örnek verelim;
1) Kemanımın telleri Bağlantı: Aman yâre de gelsin
Gezdim gurbet elleri Canım yâre de gelsin
Ele yâdıma düşüf Sizin yar sizin olsun
Yârin şirin dilleri Bizim yâre de gelsin
2) Kekliğin gözü ela Bizim éller yazdı gel
Açtı başıma bela Bahar geçti yazdı gel
Yiğit ona demişem Yardan bir name geldi
Sevdiğini tez ala Pamuk eller yazdı gel
Devam Edecek...
Yorumlar
Kalan Karakter: