12 Eylül dönemi ve Mamak cezaevi
12 Eylül döneminde Mamak cezaevinde sağcısı, solcusu aynı koğuş ve aynı hücrelerde kalıyorlardı. Hücrede Elazığ Ülkü Ocaklarında bir yetkili genç ile aynı hücreyi paylaşan
Elazığ Ülkü Ocaklarından bir arkadaş ile aynı hücrede kaldıklarını, bu arkadaşın anlatımlarına göre
Amerikalıların Elazığ bölgesinde halk içerisinde uzun süre çalışmalarda bulunduklarını, aslında bu olaylarda Ülkücülerin bir suçu olmadığını, ABD’li ajanlar tarafından kullanıldıklarını anlatığını yazıyor.
Ve Türkiye’deki sağ - sol olaylarında, Sünni-Alevi
çatışmalarında sağcı- solcu gençlerin hiçbir suçunun olmadığını, ABD’li ajanlar tarafından kullanıldıklarını, bu sebepten dolayı Sağ-sol tutuklu
bütün gençlerin, devlet tarafından affedilmesi gerektiğini belirtiyor. Evren’den bir cevap alamayınca da aynı mektubu,Sıkıyönetim Başsavcısı
Nurettin Soyer’e gönderiyor. Bir müddet sonra Başsavcı Nurettin Soyer’den cevap geliyor ve
Soyer cevabında şöyle diyor,” Türk gençliği olarak akıllı olsaydınız, ABD’in oyununa gelmeseydiniz.”
O zaman bu haberi bende Mammak’daki kaldığım
hücrede,gazetelerden okumuştum.
Zamanın sağcıları, solun arkasında Rusya olduğunu,
solcuları ise sağın arkasında da,ABD olduğunu
savunuyorlardı. 12 Eylül darbesi olduktan sonra her
şey açığa çıktı, SSCB’yi suçlayabilecek ciddi bir delil yoktu. 12 Eylül sonrası yurtdışına kaçanlardan kimse
SSCB veya Doğu Bloku ülkelerine sığınmadılar.
Yine o dönemde gazetelerden okuduğum bir haberde, Bulgaristan’a sığınmak isteyen 6 kişiyi. Bulgaristan hükümeti Türkiye’ye geri iade etmişti.
İşin gerçeği ABD, gençlerimizi birbirine kırdıran
en önemli bir güçtü.
Gelelim ülkemizin bugünkü durumuna… Siyaseten, ekonomik olarak, bölücülük olarak, ülkemiz her gün
biraz daha kötüye gidiyor. Taraflar bir araya gelip
bu kötü duruşu engelleyeceklerine,halen bel altı
vuruşlarıyla milletimizin her gün biraz daha gerilmesini, ekonomimizi içinden çıkılmaz bir hale getirilmesini,akıl almaz girişimlerde bulunduklarını
görüyoruz.
Taraflar birbirlerini ABD’den,diğer dış güçlerden aldıkları desteklerle suçluyorlar. Emperyalizm, siyonizm elbette bizim bu inatlaşmamızdan, birbirimiz ile olan kutuplaşmalarımızdan faydalanacaklardır. Emperyalizm, siyonizm her iki tarafı da boş bırakmaz. Yine 12 Eylül öncesi sabah sağcıyı, öğleden sonra solcuyu aynı silahla vuran hain güç CIA ve onunla işbirliği yapan yerli güçlerdi..
Yarın Evren’e mektup yazmayın, cevap vermiyor.
Sıkıyönetim Başsavcısı Soyer’de,”Akıllı olsaydınız
ABD’nin oyununa gelmeseydiniz”diyor.
Haydi, o zamanlar çatışan bizler gençtik. Gençliğin
verdiği etki ile macerayı seviyorduk. İdeolojik saplantılar içerisindeydik, hep beraber oyuna geldik.
Sağcı- solcu demeden, bir nesil olarak silindirle
ezilir gibi ezildik. Emperyalizmin ve iş birlikçilerinin
saldırıları karşısında Türk gençliği olarak,sahipsiz kaldık.
Her partiden siyasilere seslenmek isterim;
Sıkıyönetim Başsavcısı Nurettin Soyer’i günahım
kadar sevmedim, sevmem de…
Ancak, “ Akıllı olsaydınız, ABD’nin oyununa gelmeseydiniz sözü biraz doğru mu, ne..!”
Yorumlar
Kalan Karakter: