Allah'a verilen ve unutulan sözler! 

Allah'a verilen ve unutulan sözler! 

 İnsan yer, içer, gezer, halkı soyup soğana çevirir, zevkleri ve menfaatleri uğruna yapmadığı ahlaksızlık

bırakmaz, toplu veya bireysel bir felaketle karşılaştığında ise, adını şimdiye kadar hiç anmadığı
Allah’a (cc) sığınır. Tövbe de bulunur, işledikleri günahları bir daha işlemeyeceklerine dair Allah’a (cc) söz verir…
Bu durumda insan düzgün bir nefis muhasebesi
yapmamışsa, o kişinin imana gelmesi korkudandır. 
Vahim durum daha ortadan kalkmadan, Allah’a (cc)
verilen sözler unutulur ve bütün günahlar telafi edilircesine tekrar edilir.
Allah (cc),geçmişte birçok kavmi içinde bulundukları
ahlaksız ve aşağılık yaşam tarzlarından ötürü helak
etmiştir. Günümüz dünyasında ise bu günahların hepsi, geçmişe nazaran kat kat fazla işlenerek
devam ettiriliyor. Kendini makam ve servet bakımından güçlü hisseden birçok sapık zihniyetli kişi, kendini Allah’a (cc) şirk koşuyor. Allah (cc) zaman zaman insanları verdiği cezalarla uyarıyor. 
Verilen cezalar karşısında insanlar, A’dan-
Z’ye kadar inanmışı, inanmamışı, şu dinden- bu dinden,imana gelmiş gözüküyorlar. Tıpkı kendisinden çok güçlü birisinin kendisini dövmemesi için, güçlü olanın elini ayağını öpmesi gibi,Allah’a yalvarmış oluyorlar. 
Adam  bir süre sonra nasıl olsa tehlike bitti mantığıyla,aynı şeyleri yapmaya başlıyor. 
Günümüzde insanlık, kapitalizm denen şeytani rejimin kölesi durumundadır.Yaşamlarını belirleyen
ahlaki yapı, ahlaksızlıktır. Eşcinsellik, hırsızlık, fuhuş,
kumar,gasp, cinayetlerin oranı, helak olan toplumlarınkinden çok daha fazladır. Emperyalizm ve siyonizm, insanlığı öldürmekle, tıprakarını işgal etmekle,diğer ülkelerin zenginliklerine el koymakla, milletlerin kul hakkını yemekle kalmıyor,Onları aynı zamanda ahlaken bitirmeye çalışıyorlar. İnsanları kendi kültüründen kopartıp, kendileri gibi ahlaksız
kılmak istiyorlar. Onların etkisinde kalanlar, kendi
Kültür ve inançlarını küçümsüyor ve alay ediyorlar. 
Allah (cc) korona gibi bir mikrop ile insanlığı uyardı ve zaman zamanda bu uyarıları bölgesel anlamda devam ettiriyor. 
Binlerce yıldır sönmüş gözüken yanardağlar yeniden 
faaliyete geçiyor. Avusturalya’da sel felaketi, ülkemizin de içinde bulunduğu birçok ülkede meydana gelen depremler, ABD’de ki kasırga gibi…
İşte o anda insanlar, yağmur çok yağdı sel oldu,
zemin oturdu deprem oldu, fay hattı, yangın vb şeylerin nasıl olduğunu düşünmüyorlar. Allah’a (cc)
sığınıyorlar. Allah’ım bizi koru, bu felaketten kurtar, artık işlemiş olduğum günahları bir daha işlemeyeceğim diye yalvarır. Her günahkar gibi şeref 
Yoksunu Trump’da, korona zamanı Beyaz Saray’ın mahzenlerine sığınır. Farelerle arkadaş olur ve kendisini bu ortamdan kurtarmak için Allah’a (cc) yalvarır, artık mazlum halkları öldürmeyeceğine dair Allah’a (cc) söz verir, yemin eder…
Korona etkisizleşmeye başlamasıyla ülkede ırkçılık
kavgaları yaratır, ekonominin korona etkisini kendi halkı ve diğer mazlum halklar üzerinden çıkarmaya çalışır.
İkinci defa seçim kazanmasından sonra gözünü
Filistin topraklarına diker. 
Büyüklerimiz boşuna dememişler “Orospunun yeminine güven olmaz” diye…