Hayat pahalılığı, çarpık Adalet ve ayırımcılık anlayışı

Hayat pahalılığı, çarpık Adalet ve ayırımcılık anlayışı

 Hayat pahalılığı, işsizlik, rüşvet, torpil, adam kayırmacılığı, çarpık bir adalet anlayışı, taraf tutmak, ırkçılık, mezhepçilik,zenginin daha zengin, fakirin daha fakir olduğu,soygunların, yolsuzlukların, ahlaki çöküntülerin yaşandığı ülkelerde, bu altyapıya paralel olarak, demokrasi ve özgürlük haklarının kısıtlanmasının zorunluluğu, iktidarların ömrünü azaltır. Ülkemizdeki ekonomik sorunlar, ürünlere zam yapmakla ve vergileri ağırlaştırıp, yeni vergilerle, ücretlerin iyice kısıtlanmasıyla halkın sırtından düzeltilmeye çalışılıyor.Diğer tarafta hayat pahalılığının asıl müsebbibi olan,büyük şirketlerin ise vergi borcu siliniyor. Halk haliyle tüm bu sorunların sorumlusu olarak, iktidarı görüyor ve iktidara tepki duyuyor.

Parti içerisindekiler ise gününün ve geleceğinin hesabını yapıp, sessiz kalmayı tercih ediyorlar. Mevcut durumu, partideki sessizliği, halktaki tepkiyi gören ana muhalefet partisi erken seçimi gündeme getirerek, iktidarın elini ayağını birbirine dolaştırmak istiyor. Böylece iktidar oyunu arttırabilmek amacıyla, seçmeni memnun etmek isteyecek, üretim ekonomisi yerine ülkeyi seçim ekonomisine yönlendirecek ve sonuçta olan ülke ekonomisine olacaktır. Tüm olumsuzluklara rağmen milletin ana muhalefete güvendiğine inanmıyorum. Ancak halkın ekonomisi iyi değil.

Halk yarın karnımı nasıl doyuracağımın derdinde. Buna rağmen yapılan anketlerde CHP ile Ak Parti arasındaki oy farkı %1,5 olarak gözüküyor. Normalde bu farkın çok daha fazla olması gerekirdi. Yukarıda sıralanan sorunların bir anda giderilmesi elbette mümkün değildir. Gri listeden çıkmak milleti kurtarmaz. Millet, iş ve ucuzluk, hastane, eğitim gibi konularda hizmet bekliyor. Gri listenin ne olduğunu bilen @içimizde kaç kişi var? (Bende bu gün öğrendim) Millet iktidardan güven vermesini istiyor.

Dövizle, altınla, borsa ile ekonomi kurtulmaz. Halkı aç koymakla da ekonomi düzelmez. Hırsızların boynuna çökülüp, götürdüklerine el koymak gerekir. Ülke ekonomisini zora sokanlar, ekonominin yükünü sırtlamak zorundalar. Üretim ekonomisi esas alınmalıdır. Ak Parti halka güven verebilirse, aradaki %1,5 oranlık bir fark önemli değildir….