İslam güzel olan şeyleri emreden dindir
İslam iyiliği, adaleti, merhameti, kul hakkını, sevgiyi, saygıyı, yardımlaşmayı, yalan söylememeyi, bilimi, daha doğrusu insan yaşamında güzel olan her şeyi emreden bir dindir. Hristiyanlar, Yahudiler kendi nefisleri doğrultusunda, kutsal kitapları İncil ve Tevrat üzerinde değişiklik yapmış olmalarına rağmen, Müslümanların kutsal kitabı Kuran-ı Kerim ise, tek bir harfi dahi değişmeden, Müslümanlara ışık tutmak üzere aslını muhafaza ediyor.
Müslümanlar, İslamın çizgisine ne kadar yakın durmuşlarsa, o ölçüde güçlü ve adil devletler oluşturmuş, halkının birlik, beraberlik ve kardeşlik ölçüleri içerisinde, maddi, manevi huzurlu kılmış,
ahiretlerinin de kurtulmasında büyük katkılar sağlanmasına vesile olunmuştur.
Bunun için Yahudiler, Hristiyanlar yeni yeni güçlü İslam devletlerinin oluşmasını engellemek amacıyla Müslümanların cahil kalmasını ve onları dinimizin gerçeklerinden uzaklaşmalarını sağlamak için, adeta şeytanla yarış içerisine girdiler ve halen şeytan ile bu yarış devam ediyor. Çünkü dinimiz İslam, insanın
İnsanı sömürmesine, güçlü olanın güçsüz olanı ezmesine, her türlü adaletsizliğe karşı bir dindir.
İslam beyaz ırkın-siyah ırka, siyah ırkın- beyaz ırka karşı üstünlüğünü kabul etmez. Irkçılığı yasaklar. Zenginin-fakirden üstünlüğünü reddeder. Adalet herkese (Müslüman olmasa dahi) eşit uygulanır.
Yukarıda İslam dininin bazı özelliklerini sıralarken de
görüleceği üzere,İslam dini ile ne burjuvaların yoksul
halk kitleleri üzerindeki tahakkümü, ne üstün ırk safsatası, ne de emperyalist devlet yapısı ile mazlum halkları köleleştirme mantığı uyuşmaz. İnsanlar arasındaki üstünlük ne ırkta, ne de zenginliktedir. Dinimize göre insanlar arasındaki üstünlük yalnız ve yalnız takvadadır….
Cenab-ı Allah (cc) günümüzün en değerli doğal kaynaklarını İslam coğrafyasına bağışlamıştır.
Emperyalizm bu kaynakları çalabilmek maksadıyla
halkı cahil bırakmakla kalmamış, halkı kendisinin tayin ettiği kral veya diktatörlerle yönetmeyi sağlamıştır. Geçtiğimiz günlerde katil Esad diktatörlüğü devrildi. Suriyeli Müslümanlara yapılan zulümler, dünya kamuoyunun önüne sergilendi.
ABD’nin Irak’daki Ebu Gureyb Cezaevinde ki, yine ABD’nin Afganistan’daki Bagram Cezaevindeki işkencelerini çok çok geride bırakan,Sednaya Cezaevi… Ve bu katliamları seyrederken kılları kıpırdamayan Suudi Arabistan ve diğer Körfez ülkeleri, Türkiye hariç,Türk Dünyası, Ürdün,Mısır ve diğer şeytanla anlaşan kral ve diktatörler…Bence elinde Kuran-ı Azimüşşan gibi bir rehber bulunan Müslümanlar, öncelikle dinimizi öğrenmeli, gündelik hayatımızda uygulamalı ve ülkelerindeki İslamın en büyük engeli olarak görülen emperyalizm ve onun işbirlikçileri, kral ve diktatörlerden kurtulmaları için
ülkelerinde kurtuluş mücadelelerini başlatmalılar. Devleti yönetenlerin kalbi Yahudiler ve emperyalistler için çarpıyorsa o yöneticilerden hayır gelmez. İslam ülkesi hüviyetiyle dolaşanların, Filistin ve Filistinlileri nasıl yalnız bıraktıkları,Müslümanların kulağına küpe olsun. Allah (cc) Suriyeli Müslüman kardeşlerimizin de yardımcısı olsun. Amin…
Yorumlar
Kalan Karakter: