Kadına karşı şiddetle mücadele günü
Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele günü kapsamında kadınlar, polisilerin de müdahalede bulunduğu yürüyüş ve gösterilerde bulundular. Yapılan açıklamada,”.. Failleri tanıyoruz. Failler kocalar, babalar, abiler, sevgililer, eski sevgililer..
Kadınların kapıyı açmasını, saat kaçta nerede olduğunu, ne giydiğini mevzu edenlere sesleniyoruz. Şiddeti uygulayan erkeler ve onları koruyan devlettir. Mücadelemiz yasak tanımaz. Mücadelemiz sınır tanımaz.” gibi sözler sarfetmişler. İşkence eden, zor kullanan, zulümden haz alan,
İster şahıs, ister kurumsal olsun hepsine şiddetle karşıyım.Ancak yukarıda Kadın Platformunun yaptığı açıklamalar, edebi olmayan, kuralsız, ahlaksız bir toplumun yaratılmasında temeller atılırken yapılan bir konuşmadır. “Ben edep yerlerimi sergileyen elbiseler giyerim, kocam, babam, erkek kardeşim karışamaz da ne demek?” 2 yaşından vaz geçtik, 8
aylık çocuğun ırzına geçebilen insanların bulunduğu
bir toplumda yaşıyoruz. Sonra, sonra da zorla ırzına geçildiği haberleri. Ayrıca edebi aşan davranışlar, kişinin kendini ve mensup olduğu aileyi rencide edici davranışlardır. Bir bayanın edep yerlerini teşhir etmesi,sadece ve sadece erkeklerin cinsel arzularına yöneliktir. Sapıklara davetiye çıkartıp, sonra gerçek veya yalandan ağlamak, seni kurtarmaz. Son zamanlarda, boşanmış veya boşanmakta olan kadınların öldürülmesinde en önemli neden,ekonomik sebeplerle karı-koca arasındaki boşanmaya varan kavgalardır.
Önceki yazılarımızda da değinmiştik, Anadolu’dan büyük şehirlere okumaya gelen birçok kız öğrencinin, bazı iş adamlarıyla dost hayatı yaşamaları ve istenmediklerinde de öldürülmeye kadar varan sonları…Toplum dinlisiyle, dinsiziyle, aydınıyla, işvereniyle,
işçisiyle, işsiziyle, öğrencisiyle
ahlaktan uzak, önünü göremeyen, nefsinin kölesi, Allah’dan (cc) korkmayan bir toplum olma yolunda hızla ilerliyor. Hemde muhafazakar bir iktidar döneminde.?İstanbul sözleşmesini kabul etseymişiz
kadın ölümleri olmazmış. S…tirin oradan.! Sanki Sözleşmeden çıkmadan önce memlekette kadın öldürülmüyordu. İstanbul sözleşmesi zinanın ve eşcinselliğin yaygınlaşmasını sağlamaktan ileri gitmez. Bu pisliklerin temizlenmesi önce ahlakımızın temizlenmesi ile mümkün olur. Yetiştirdiğimiz nesillerin ahlak temeli üzerinde yükselmesiyle mümkün olur. Ve ahlakın hakim olması ile birlikte alınacak yasal tedbirlerle olur. Kadınların, eşcinsellerin yapmak istedikleri, toplumu ahlaksızlık batağının tam ortasına çekmektir. Din adına,dindar
Görünümlü birçok sahtekar kişi ve cemaatte bu söylediklerimize dahildir. Bizden önce helak olan kavimlerin tümü,ahlaksızlıkları nedeniyle helak olmuşlardır.
Yorumlar
Kalan Karakter: