Yer yüzünde ülkeler üçe ayrılır
Kapitalizmin egemen olduğu yer yüzünde ülkeler 3 sınıfa ayrılmış. Gelişmiş, gelişmekte olan, geri kalmış ülkeler… Gelişmiş ülkeler genelde emperyalist ülkelerdir. Gelişmekte ve gelişmemiş ülkeleri sömürürler. Allah (cc) belalarını versin. Emperyalizm sayesinde içinde bizim de bulunduğumuz gelişmekte olan ülkeler, emperyalizmin izin verdiği ölçüde gelişir. Ancak hep gelişmekte olarak kalır, bir türlü sınıf atlayamaz. Kendisine yeni bir rakip yaratmak istemez, pazarını daraltmaz. Emperyalistlerin pazarı daraldığında, pazar savaşı yeni bir dünya savaşını beraberinde getirebilir. Gelişmekte olan ülkeler ekonomik olarak kendi kendilerine yetemedikleri için bağlı bulundukları emperyalist ülkelerden sürekli yardım talep ederler. “Hey Corç, versene borç” “Olmaz bayım, bende de yok. Nedir sürekli borç?” Çıkarları mevzubahis olunca borç vermekten, yardımda bulunmaktan kaçınmazlar. Tıpkı Ukrayna’ da olduğu gibi. Gelişmişi, gelişmekte olanı, gelişmemişi hangisi olursa olsun ekonomik şartlar kötüye gittiği zaman, o ülkede kaçınılmaz olarak bazı sosyal olaylar çıkar. Bazen bu olaylar gelişir, hükümetleri zor durumda bırakır. Türkiye’de bazen kendisi gibi gelişmekte olan Brezilya, Arjantin gibi Latin Amerika ülkeleriyle benzer ölçüde ekonomik krizler yaşamıştır. Bu krizlerde bu iki ülkenin halkı ile Türk halkının tepkileri farklı olmuştur. Brezilya ve Arjantin’de halk sokaklara dökülüp, marketleri yağmalarken, Türkiye’de halk böyle bir taşkınlığa yer vermemiştir. Bazı kesimler halkımızın bu sessizliğini farklı yorumlayabilirler. Hatta Arap ülkelerinde dahi bu tür taşkınlıklara rastlıyoruz. Ancak Türk halkı tarihten gelen gelenekleri ve Hz. Peygamberimizin (sav) “Komşusu açken, tok yatan bizden değildir “ sözüne sadık kalarak, kendi aralarında yardımlaşarak bu krizlerin etkisini azaltmışlardır. Şimdilerde ülke olarak yine ağır bir krizle karşı karşıyayız. Bu defaki durum farklı. Gelen zamlar ve vergiler vatandaşı de derinden vurduğu için, vatandaş bırakın komşuyuda gözetmeyi, kendisini dahi idare etmekten çok uzak. Corç para vermiyor. Verse de piyasada ki tefecilerden daha fazla faiz istiyor. Din Kardeşlerimiz Körfezdeki ülkeler, onlardan da beter. “Ey Haci, başımın taci versene borç” dediğinizde, ya devletin önemli bir yatırımına el koyuyorlar ya da önemli arazilerine. Corc’a da, Hacı’ya da haram olsun. Söze geldiğinde ülkemizin servetlerini öve öve bitiremiyoruz.. Bu servetleri şimdi işlemeyecek, ne zaman işleyeceğiz. Bir ülkenin veya ailenin harcadığı, gelirinden fazla olursa o ülke veya aile iflah olmaz. Sözde değil özde tasarruf… Devletin hazinesine el uzatanların ellerinin kesilmesi, götürdüklerinin getirilmesi ülkemizin geleceği için farz oldu. Bu da yetmemiş gibi sırtımızdaki 13 milyon göçmen yükü. Allah’ım ( cc) sen bu milletin Yardımcısı ol. Bu topraklarda yatan şehitler ve evliyalar hatırına. Bu millet bu kadarını hak etmiyor. Çarşıda, pazarda, çöp başında gördüklerimiz vicdan sızlatan manzaralara son ver Allah’m ( cc).
Yorumlar
Kalan Karakter: