RAMAZAN ve AHİRET BİLİNCİ
Lügatta günün çok sıcak olması, güneşin kum ve taşları çok ısıtması, kızgın yerde yalınayak yürümekle ayakların yanması” anlamlarındaki ramad masdarından veya “güneşin güçlü ısısından çok fazla kızmış yer” manasındak’i ramdâ’ kelimesinden türeyen Ramazan kamerî yılın şabandan sonra, Şevvalden önce gelen dokuzuncu ayının adıdır. “Yaz sonunda ve güz mevsiminin başlarında yağıp yeryüzünü tozdan temizleyen yağmur” anlamındaki ramadî kelimesinden ya da “kılıcı veya ok demirini inceltip keskinleştirmek için iki yalçın taş arasına koyup dövmek” anlamındaki ramd masdarından türediği de ileri sürülmüştür. İslâm'ın 5 temel esas üzerine bina edildiği farz olan oruç ibadetinin de yerine getirildiği aydır. Bu ay gelişiyle bütün Müslüman ülkelere evrensel olarak barışın, huzurun, sevincin, kardeşliğin ve dostluğun rüzgarını da beraberinde getirir. Ayların en hayırlısı olan Ramazan ayı kalplerin bağını çözer, damaklarda ise manevi bir lezzet bırakır. Ayrıca Ramazan ayını diğer aylardan ayıran birtakım kendine has özelliklerde mevcuttur. Bunlar; teravih, mukabele, fıtır sadakası, itikaf ve içinde bin aydan daha hayırlı olan kadir gecesini barındırmasıdır. Ramazan ayı kalpleri birbirine yaklaştıran, açın toku tokun da açı anlayabileceği manevi bir ders niteliğindedir. Alemlere Rahmet olarak gönderilen Rasûlullah (sav) hadislerinde ramazan ayının hakkıyla eda edilmesiyl’e kulun bir çok mükafata nail olacağını müjdelemiştir. Efendimiz (sav) Ramazan ayı hakkında şöyle buyurmuşlardır; “Bu ayın başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennemden kurtuluştur”. (Nesâî, Sıyam, 5) Başka bir hadis-i şerifte ise: Ramazan ayı geldiğinde Cennetin kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar zincire vurulur”. (Buhari, Savm, 5) ve yine, “Her kim inanarak ve sevabını Allah'tan umarak Ramazanda oruç tutarsa, geçmiş günahları affedilir ve her kim inanarak ve sevabını umarak Kadir gecesini ihya ederse, geçmiş günahları bağışlanır”. (Tirmizî, Savm, 1) diye buyurmuşlardır.
Mübârek ramazan ayını hakkıyla eda edebilirsek hem dünya saadetine hemde ahiret saadetine ulaşmış olacağız. Aksi takdirde bir yol izlenirse Rasûlullahın bu hadis-şerifinin muhatabı oluruz. "Ramazanı idrak etmiş olduğu halde Allahın mağfiretini kazanamamış kimseye yazıklar olsun, burnu yere sürtülsün" (Müslim, savm,164) Allah Rasûlunün (sav) hadislerinde anlaşıldığı üzere Ramazan ayına idrak eden her bir mü'minin bu ayı değerlendirebilmesi onun için güzel nimetlerini de beraberinde getirecektir. Ramazan ayının faziletleri sadece dünya hayatıyla sınırlı olmayıp ahiret hayatını da kapsamaktadır. Peygamber efendimiz (sav) buyurduğu üzere; Oruçlu kimsenin ahiret de alacağı ecir ve sevaplar bir çok hadisi şerifte sabittir. Bu hadislerden bazıları şunlardır: “Oruçlu için iki sevinç vardır; Biri, orucu açtığı zamanki sevincidir; diğeri de Rabbine kavuştuğu zamanki sevincidir”. (Buhari, Savm, 2) Başka bir hadisi şerifteki müjde ise şöyledir; “Cennette Reyyan denilen bir kapı vardır. Oradan sadece oruçlular girer. Oruçlular girdiler mi artık kapanır, kimse oradan giremez”. (Buhârî, Savm, 4) Ramazan ayı hanelerimize bereket, kalplerimize huzur, ibadetlerimizde huşu yakalamaya birer vesile olduğu gibi ahirette cennet kapılarından biri olan reyyan kapısından girebilmek için bir vesiledir. Ne mutlu onu kazanmış olanlara. Ne mutlu Ramazanı Ramazan olarak bilip idrak edebilenlere!
Ramazan ayında oruç tutmanın farziyeti birçok ayette sabittir. Nitekim yüce kitabımız Kuran-ı hakimde Rabbimiz şöyle buyurmaktadır;
شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذٖٓي اُنْزِلَ فٖيهِ الْقُرْاٰنُ هُدًى لِلنَّاسِ وَبَيِّنَاتٍ مِنَ الْهُدٰى وَالْفُرْقَانِۚ فَمَنْ شَهِدَ مِنْكُمُ الشَّهْرَ فَلْيَصُمْهُؕ وَمَنْ كَانَ مَرٖيضاً اَوْ عَلٰى سَفَرٍ فَعِدَّةٌ مِنْ اَيَّامٍ اُخَرَؕ يُرٖيدُ اللّٰهُ بِكُمُ الْيُسْرَ وَلَا يُرٖيدُ بِكُمُ الْعُسْرَؗ وَلِتُكْمِلُوا الْعِدَّةَ وَلِتُكَبِّرُوا اللّٰهَ عَلٰى مَا هَدٰيكُمْ وَلَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ ﴿١٨٥﴾
O (sayılı günler), doğruyu eğriden ayırma, gidilecek yolu bulma konusunda açıklamalar ve insanlara rehber olarak Kur'an'ın indirildiği ramazan ayıdır. Artık içinizden kim bu aya yetişirse onu oruçlu geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa, başka günlerden sayısınca tutar. Allah sizin için kolaylık istiyor, güçlük çekmenizi istemiyor. Sayıyı tamamlamanız, size doğru yolu göstermesinden ötürü Allah'ı tazimle anmanız için ve şükredesiniz diye (uygun hükümler gönderiyor). (Bakara 183)
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا كُتِبَ عَلَيْكُمُ الصِّيَامُ كَمَا كُتِبَ عَلَى الَّذ۪ينَ مِنْ قَبْلِكُمْ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَۙ
Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakınasınız (günahlardan korunup, takva sahibi olasınız) diye oruç, sizden önceki (ümmet) lere farz kılındığı gibi size (de) farz kılındı. Buradan hareketle Ramazan orucunun farz kılınması ile ilgili bazı hikmetlerini sayacak olursak, müminlerin Rabbini hatırlaması, ibadete yönelip dünya hayatının fitnelerinden uzak durmak, sabrı ve tahammülü öğretmesi, Orucun ihlası ve takvayı çoğaltmaya yardım etmesi, nefsi ve bedeni sağlığı güzelleştirmesi, insanları birbirine yaklaştırması olarak kısaca zikredebiliriz. Ramazan ayına dair sözlerimi İmam Gazalinin oruç mertebelerini açıklayıp bitirmek isterim.
Avamın Orucu: iki uzvu (mide ve tenasül uzvunu) kazayı şehvetten korumaktır. Yani yemek, içmek ve cinsi münasebetten sakınmaktır.
Havasın Orucu: Bu yukarıdaki esaslara riayet ile beraber, gözünü, kulağını, dilini, elini, ayağını ve diğer azalarını günahtan korumaktır.
Hassûl Havâsın Orucu: Avam ve Havasın oruçlarına riayet ile birlikte kalbini, hasis emeller ve dünya düşüncelerinden sıyırmak ve Allah’tan başka her şeyden el çekerek bütün mevcudiyetiyle Allâhu Teâlâ'ya bağlanmak ve hatırına ondan başkasını getirmemektir.
B. ASLAN
Uzungazi Kuran- Kursu Öğreticisi
Yorumlar
Kalan Karakter: